Ana içeriğe atla

Çin Tarihi - 1 ( Xia ve Shang Hanedanı )

Çin en eski tarihe sahip olan uluslardan biridir. Dünyanın en eski medeniyetleri denince akla ilk gelenler Mezopotamya ulusları olsa da, kimilerine göre 7000 yıl önce Sarı Nehir etrafında kurulan Yangshao kültürü ilk uygarlık olarak kabul edilir. Çin'i  benzersiz bir tarihe sahip kılan yalnızca en eski uluslarından biri olması değildir, aynı zamanda Çin en eski kesintisiz tarih yazımına sahiptir. Çin tarih yazıcılığı, Hititler de olduğu gibi dine dayanmaktadır. Çinliler tarihlerini not ederek Gök'e hesap verdiğine inanırdı.  Hanedanlar, Gök'ün yetkisini alabilmek için yani Cennetin Yetkisi'ni (Mandate of Heaven) alabilmek için tarih yazımı yapmak zorundaydı. Bu sebeple Çin'de tarih yazıcılığı için ayrı bir bürokrasi sınıfı oluşmuştur. Tarih yazıcılığı o kadar titiz bir şekilde yazılırdı ki, Tang dönemine kadar İmparator'un kendisi hakkında yazılanları bile okumaya hakkı yoktu. Çinliler, kuzeyinde kurak çöllerden oluşan bozkır stepleri, güneyinde sık ormanlardan oluşan yağmur ormanları, batısında okyanusa açılan Çin Denizi ve doğusunda Tibet dağ platosu ve Taklamakan Çölü ile çevrelenmiş ülkelerini, "Gök'ün Altındaki Her Şey" (tianzi), yani tüm yeryüzü ve uygarlığın merkezi olarak görüler. Bu etkenler Çin'i dış dünyaya nispeten ilgisiz izole bir yer haline getirmişse de, aynı zamanda büyük bir istikrar sağlamıştır. Çin'in doğusunda bulunan Konzi koridoru, İpek Yolu aracılığıyla Çin'in dış dünyaya açılan kapısı olmuştur. Afyon savaşından sonra Çin'in benmerkezci ve dış dünyaya ilgisizliği değişmeye başladıysa bile, günümüzde de Çin'in yalnız diplomasisinde bu etkiyi görmek mümkündür.

Üç Hükümdar ve Beş İmparator (MÖ 2852-2070)

Bu dönem yazılı kaynaklardan ziyade efsanelere ve Çin mitolojisine dayanır. Anlatılanlara göre 3 hükümdar aslında tanrılardır; 5 imparator ise tanrısal özelliklere sahip, Çin'i ilkel bir toplumdan gelişmiş topluma taşıyan, ilkleri başaran kral insanlardır. Bu kişilerin çok uzun süre hüküm sürdükleri ve idareleri altında kalıcı bir barış dönemi getirdiklerine inanılır. 

O zamanlarda insanlar, dış tehditlerden korunmak ve hayat kalitelerini arttırabilmek için klanlar kuruyorlardı. Bu klanlar daha sonrasında güçlerini pekiştirmek için birbirleriyle ittifaklar kurdular. Bu ittifaklarının bir sonucu olarak Huangdi, efsanevi kabile şefi olarak başa geçti. 5 imparatordan ilki olan, oku ve yay gibi bir çok teknolojik icadı geliştiren, Sarı Irmak ovasını halkına kazandırdığı için Sarı İmparator olarak da anılan Huangdi, Çin ulusunun atası olarak bilinir.

Xia Hanedanı (MÖ 2070-1600)

Xia dönemi de yazısız dönemde kaldığı için bir çok rivayet vardır. Önceki döneme göre daha gerçekçi anlatılara sahip olsa da, arkeolojik kanıtlarla doğrulanamamıştır. Büyük sel efsanesine göre 4.İmparator olan Yao, taşkınlara çözüm bulması için Do Yo'nun babası Gun'ı görevlendirmiştir. Eğer başarısız olursa idam edilecekti. Gun, büyük barajlar inşaa edip taşkınları engellemeye çalıştıysa da, yaptığı hiçbir baraj dayanamayarak yıkıldı ve sular altında kaldı. Bu başarısızlığın sonucunu ise canı ile ödedi. 

Yao'nun yerine son imparator olarak bildiğimiz Shun başa geçti. Taşkınları önlemesi için bu görevi Gun'un oğlu Do Yo'ya verdi. Yine aynı şekilde başarısız olursa idam edilecekti. Do Yo babasından farklı olarak barajlar inşaa etmek yerine, nehiri kanallar vasıtasıyla dağıtmak istedi. Bunun için bir çok işgücü ve klanlarla işbirliği gerekti. Anlatılana göre Do Yo'nun harika mühendislik projesi ve Çin halkının organize gayretiyle büyük kanallar inşaa edildi. Bu sayede Sarı Nehir ehilleştirildi ve kanallar aracılığıyla tarım iç bölgelere kadar yayıldı. Büyük Yu (Do Yo) olarak tarihe geçen bu kişinin, Xia hanedanlığının kurucusu olarak bilinir.

Büyük sel efsanesini ve Do Yo'yu tasvir eden bir resim

Shang Hanedanı (MÖ 1600-1046)

Tarımla uğraşan komşu bir kabile olan Shang, diğer kabilerle de anlaşarak MÖ 16.yy'da Xia'yı yenilgiye uğrattı ve 6 yüzyıl boyunca sürecek egemenliğini başlattı. Shanglar, Orta Krallığın (Çin) tamamına hakim olamasa bile Çin tarihinde büyük bir etki bıraktılar. Para birimi olarak deniz kabuklarını kullanılıyordu. Birçok müzik aletinin icadı, astronominin gelişmesi ve tekerlekli araçların yaygınlaşması Shang dönemine denk gelir. Bununla birlikte Çin'de ilk yazı arkeologlar tarafından, Shang döneminden kalma kaplumbağa kabuklarının ve kemiklerinin üzerinde bulundu. Bu sebeple Shang dönemi, yazılı dönemin başladığı ilk hanedanlık olarak kabul edilir. 

Shanglar, Çin'de köle topluluğun da başlangıcı sayılır. Kölelik sosyal ve ekonomik hayatın vazgeçilmez bir unsuruydu. Shang krallarının oldukça acımasız olduğu ve savaş esirlerini köleleştirildikleri bilinir. Kral öldükten sonra eşyaları ve köleleriyle (diri diri gömülen) birlikte toprağa verilirdi. Öte dünyada onlara ihtiyaç duyulacağına inanılıyordu. Bu tür mezar kazılarında, savaş arabalarından taştan yapılmış paha biçilemez eserlere, tunçtan altına kadar sayısız değerli eşya çıkmıştır. Diğer bir çok antik uygarlıklardaki krallar gibi, Shanglar da iktidarlarını ilahi meşrutiyetle birleştirmiştir. Shang kralı, Tanrı Di'ye en yakın kişi olarak kabul edilir ve din adamlarının en üstünü olarak görülürdü. 

Shang krallığının sonunu bitmez tükenmez savaşlar ve yaptıkları zulümler getirdi. MÖ 1046'da yapılan Muye Meydan Savaşı'nda, Shang kralının köleleri saf değiştirip rakip Zhou kralı Wu'nun tarafına geçti. Böylece Shanglar yenilgiye uğratıldı. Aşırı baskıcı ve zalim olarak tanınan son Shang kralı Di Xin, sarayını ateşe vererek intihar etti. Böylelikle Shang Hanedanlığı tarihe karışmış oldu.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çin Tarihi - 6 ( Tang Hanedanı )

Tang Hanedanı (618-907) Tang Hanedanlığı, Han gibi Çin'in altın dönemlerinden biridir. Tang Hanedanı, Sui'lerin ve İmparator Wen'in bıraktığı miraslar ve kurumlar ışığında Çin tarihinin ikinci büyük emperyal gücü oldu. Tang Hanedanı devraldıkları kurumları daha da geliştirerek zirve noktasına ulaştırdı, Tang döneminde geliştirilen kurumların ve kültürel ilerlemelerin, hala günümüz Çin'inde etkisini gözlemlemek mümkündür. Tang Hanedanı ve Komşu Ülkeler Tang Hanedanlığının Yükselişi Uyguladığı politikalarla ülkeyi ekonomik iflasa sürükleyen Sui Hanedanının 2. İmparatoru Yang'ın suikasta uğramasının akabinde Sui Hanedanlığı parçalanma dönemine girdi. Her vilayette kendi hakimiyetini kurmaya çalışan askeri önderler ortaya çıktı. Bunlardan biri de Tang Dükü Li Yuan'dı. Başarılı bir komutan ve stratejist olan Li Yuan, başkenti ele geçirdi ve Sui Hanedanlığına son verdi. Tang Hanedanlığını kurarak Gaozu adını alarak imparator oldu. 621'de Çin'in doğusunu, 624...

Özgürlükten Metalaşmaya

Feminizm, modern çağın en etkili özgürlük hareketlerinden biri olarak tarihe geçti. Kadınların siyasal, hukuki ve ekonomik alanda erkeklerle eşit haklara sahip olmasını sağlama konusundaki katkıları inkâr edilemez. Özellikle bilim dünyasında, kadın bakış açısının sosyal bilimlere taşınması; iktisat, sosyoloji ve uluslararası ilişkiler gibi disiplinlerde egemen anlatıların yeniden değerlendirilmesini sağladı. Güvenlik, emek, değer, güç ve beden gibi kavramlar, bu sayede daha çok yönlü ve insani bir bakış açısıyla ele alınmaya başladı. Ancak zamanla, özellikle de kitleselleşmesiyle birlikte, feminist hareketin entelektüel iç tutarlılığı zayıflamış; tek yönlü varsayımlar ve kolaycı anlatılarla şekillenen bir ideolojik kalıba dönüşmüştür. Bu yazı, feminizmin tarihsel başarılarını reddetmeden; fakat onun eksik bıraktığı, görmezden geldiği ya da çelişkili şekilde konumlandırdığı noktaları sorgulamayı amaçlamaktadır. Feminist kuramın, toplumsal cinsiyet rollerinin sadece kültürel şartlanmalar...

Çin'in Küreselleşmesi ve Sonrası 1 - İleri Atılım

 Çin bilindiği üzere yıllarca komünizm ile yönetilmiş, bugün de dahil adı Çin Komünist Partisi olan tek partili bir rejim tarafından yönetilen bir ülkedir. Fakat parti aynı olsa bile Komünist Çin'in kurucusu olan Mao'nun ölümüyle birlikte, ülkenin çehresi 1978'den bu yana oldukça değişmiştir. Mao iç savaş sürecinde, ülkenin Japon işgaline karşı merkezi hükümetle birlikte işgale karşı direniş göstermiş olsa da merkezi hükümetin işgal sırasında zayıflamasından faydalanmış ve Sovyetlerin de desteğini alarak savaş sonrası 1949 yılında Tayvan dışında ülkeyi komünist bir rejim etrafında birleştirmeyi başarmıştır. Ancak Sovyetlerle birliktelik kalıcı olmamış, Mao müteakiben yeni Sovyet lideri Kruşçev'in emperyalistlere karşı yumuşak tavrından ve Sovyetlerin, Tibet işgalinde Çin'e destek vermemesinden dolayı Sovyetlere olan inancını kaybetmişti. Sovyet modelinden giderek uzaklaşarak kendi kafasındaki komünizmi uygulamaya geçirmeye çalıştı. Çin'in Tayvan üzerinde agresif...