Ana içeriğe atla

Çin Tarihi - 6 ( Tang Hanedanı )

Tang Hanedanı (618-907)

Tang Hanedanlığı, Han gibi Çin'in altın dönemlerinden biridir. Tang Hanedanı, Sui'lerin ve İmparator Wen'in bıraktığı miraslar ve kurumlar ışığında Çin tarihinin ikinci büyük emperyal gücü oldu. Tang Hanedanı devraldıkları kurumları daha da geliştirerek zirve noktasına ulaştırdı, Tang döneminde geliştirilen kurumların ve kültürel ilerlemelerin, hala günümüz Çin'inde etkisini gözlemlemek mümkündür.

Tang Hanedanı ve Komşu Ülkeler


Tang Hanedanlığının Yükselişi

Uyguladığı politikalarla ülkeyi ekonomik iflasa sürükleyen Sui Hanedanının 2. İmparatoru Yang'ın suikasta uğramasının akabinde Sui Hanedanlığı parçalanma dönemine girdi. Her vilayette kendi hakimiyetini kurmaya çalışan askeri önderler ortaya çıktı. Bunlardan biri de Tang Dükü Li Yuan'dı. Başarılı bir komutan ve stratejist olan Li Yuan, başkenti ele geçirdi ve Sui Hanedanlığına son verdi. Tang Hanedanlığını kurarak Gaozu adını alarak imparator oldu. 621'de Çin'in doğusunu, 624'te ülkenin geri kalanında hakimiyet sağlayarak Çin'i tek parça olarak yönetmeye başladı. Wen döneminde temeli atılan kurumları benimsedi ancak Sui döneminde suistimallere yol açan uygulamaları yeniden düzenledi ve yönetimi, devlet iflas ettiği için basit, küçük ve ucuz tuttu. Budizm, Sui ve iç savaş krallıkları tarafından destekleniyordu ancak Tang döneminde daha fazla desteklenmiş, geniş kitlelerce benimsenmeye başlamıştı.

Sui Hanedanlığından Tang Hanedanlığına Geçiş (613-628)


Gaozu, gelecek hanedanlar için de kullanılacak ve hatta Japonya, Kore ve Vietnam gibi diğer uluslar tarafından da kopyalanmaya çalışılacak çok kapsamlı bir hukuk kanunu oluşturdu. Her 20 yılda bir bu kanunların gözden geçirilmesini sağladı. Tang Çin'i, ilk kez 3 krallık döneminde Wei'ler tarafından kullanılmaya başlanan ve daha sonrasında Sui'ler tarafından da benimsenen eşit tarla sistemini ihya etti. Bu sistemde bütün toprak arazileri devlete aitti. Hükümet arazilerin boş durmasını engellemek ve sosyal dengeyi sağlayabilmek için en fakir aileler de dahil olmak üzere bu arazileri geçici olarak kiralıyordu. Hatta ki köleler bile arazi edinme hakkına sahipti. Bu sistem sayesinde kimse topraksız kalmıyor, çiftçilerin kendilerini serf olarak satmalarına gerek kalmıyor ve ayrıca toprakların birkaç aile tarafından toplanmasına mani olunuyor, birçok Çin hanedanını yıkan güçlü ve mülklü ailelerin oluşması engelleniyordu.

İmparator Taizong (626-649)*

İmparator Gaozu varisi olarak oğlu Li Jiancheng'i seçmesi, diğer oğlu Li Shimin'i kızdırdı. Li Shimin, Sui Hanedanlığına karşı yapılan isyanda babasının yanında yer almış ve savaşlarda büyük bir yarar göstermişti. Savaş sonrasında politika yapımında etkin bir rolde olmayı hak ettiğini düşünse de, Qin dükü göreviyle ödüllendirilmişti. İçten içe hakkının yenildiğini düşünen Li Shimin, varis seçilemeyince daha fazla bilendi ve harekete geçme kararı aldı. Birkaç Türk hanıyla kurduğu iyi ilişkilerden dolayı Türklerden de destek alarak darbe düzenledi, babası Gaozu'yu tahtan indirmeye zorladı ve Taizong ismini alarak imparator oldu. Ardından Taizong, kendisine suikast tertipledikleri gerekçesiyle 10 erkek çocuklarıyla birlikte Li Jiancheng de dahil olmak üzere 2 kardeşini öldürttü. Taizong, babasının döneminde ne kadar iyi bir general olduğunu kanıtladığı için çoğu kişi onun karşısına çıkmaya cesaret edemedi ve böylece çok kan dökmeden birliği sağlayabildi.

İmparator Taizong
İmparator Taizong

Taizong, Çin tarihinin en iyi hükümdarlarından biri olarak kabul edilir. Onun döneminde kuzeydeki göçebelerin baskınları durduruldu ve batıda en geniş sınırlara ulaşıldı. İpek yolu güzergahı emniyet altına alındı. Taizong, sınav sistemini geliştirmiş, daha kapsamlı hale getirmişti. Adaylar, yalnızca klasiklerden değil, şiir düzmenin ve deneme kaleme almanın yanı sıra, siyasal ve idari sorunlar hakkında yazı yazmaları gerektiren tüm edebiyat alanlarına ilişkin sorulardan sorumluydular. Adaylar ilk bölgesel merkezlerde sınava giriyor eğer başarılı olurlarsa başkente çağırılarak, hem yazılı hem sözlü bir sınavdan daha geçmeleri bekleniyordu. Devlet memuru olmak çok zordu. Çok sıkı çalışmak gerekiyordu ama mükafatı da büyüktü. Memurlar çoğunlukla vergiden, angaryadan ve askerlikten muaftı. Zenginleşebiliyor ve aile üyelerine ayrıcalıklar tanıyabiliyorlardı. Tang'lar bu sayede liyakate dayanan güçlü, etkin bir bürokrasi kurmayı başarmıştı ve bu sistem Tang'lar yıkıldıktan sonra bile 20.yy kadar ayakta kalmayı başardı.

Sınav Sonuçlarının Asıldığı Alanda Toplaşan Memur Adayları (1540)




İmparatoriçe Wu Zetian (690-705)*

638 yılında Taizong, cariyelerinden biri olarak Wu Zhao adında 14 yaşında güzel bir genç kız seçti. Taizong'un oğlu Prens Li Zhi, bu genç kızın güzelliğinden çok etkilendi ve onla bir ilişkiye başladı. 649 yılında Taizong öldüğünde,  Wu Zhao, diğer cariyelerin gelenek olduğu üzere yaptığı gibi saçını kazıttı ve hayatının geri kalanını bir rahibe olarak geçirmesi için bir tapınağa gönderildi. Lakin Gaozong ismini alarak tahta geçip imparator olan Li Zhi, aşkını saraya geri çağırttı. Fakat bu durum Gaozong'un eşi Leydi Wang'ı huzursuz etti. Wu, hırslı biriydi ve Wang'tan kurtulması gerekiyordu. Wang'a karşı büyük bir komplo kurdu. Wu, yeni doğmuş küçük kızını öldürüp suçu Wang'a yükledi. İmparator, beşikte kızının cesedini görünce büyük bir üzüntüye kapıldı ve ağladı. Şüphelerden etkilenen imparator, Wang'ın yakalanmasını emretti ve Wang sorguya çekildi. Sonuç olarak Wang saraydan kovuldu ve yerine Wu geçirildi. Wu, tahtın arkasındaki güç olmuştu. Wu, otoritesini kullanarak tüm muhaliflerini susturmaya başladı. Kocası, 660'ta inme geçirince kontrolü tamamen eline aldı. 683 yılında kocası ölünce ise de, kendisini imparatoriçe ilan etti ve hanedanın ismini Chou olarak değiştirerek herkese yeni bir dönemin başladığını gösterdi. Wu, Çin tarihinde ilk ve tek kadın hükümdar olarak tarihe geçti.

İmpatoriçe Wu Zetian

Wu'nun bir kadın hükümdar olması, tahtı zorla gasp ettiği için cennetin yetkisine nail olmadığı düşünülmesi ve baskıcı politikalarından dolayı Çin tarihinde hep kötü anılmış ve korkunç bir tiran olarak değerlendirilmişti. Ancak, modern çalışmalar gösteriyor ki, Wu kötü bir hükümdar değildi ve ülkeye büyük bir istikrar getirmişti. Wu döneminde vergilendirmede, eğitimde ve tarımda büyük reformlar yapıldı. Çin aristokrasisi düzene sokuldu ve aşırıkları engellendi. Etkin bir polis kuvveti kurdu. Bunlarla birlikte İmparator Taizong gibi liyakete önem verdi. Bir tarafta reformlarla uğraşılırken, diğer taraftan Göktürk tehlikesi ortaya çıktı. Kuzeyde Göktürkler, Wu'nun otoritesini tanımadı. Onun yerine Tang hanedanlığını tanıyarak, gerçek hükümdar olarak gördükleri oğlu Zhangzhong'ı desteklediler. Wu'nun tahtı oğluna bırakması için baskı yaptılar. Wu bu baskıya direnince, Göktürler büyük bir yağma seferi başlattı ve başkent Chang'an'a doğru yürümeye başladılar. Bu durum saray içindeki muhalifleri de Wu'ya karşı birleştirdi. Bir gece komplosuyla Wu'nun odası bastılar ve boğazına hançer dayayarak tahtan çekilmeye zorladılar. Böylece Zhangzhong 705 yılında tahta geçti. Wu da kısa bir süre sonra 705 yılında 81 yaşında öldü.

İmparator Xuanzong (712-756)*

Zhangzong karısı tarafından zehirlendikten sonra tahta oğluna geçti. Yeni imparator Shang Di de Wu'nun kızı Prenses Taiping tarafından öldürüldü ve kardeşi Ruizong ejder tahtına geçti. Ruizong kuyruklu yıldız gördükten sonra Taiping'in direktifiyle bunu kötü yorumladı ve tahtan geri çekilmesi gerektiğini düşündü. Ruizong'ın tahtan geri çekilmesiyle oğlu Xuanzong imparator oldu. Taiping, Xuanzong tahta geçtikten sonra kendisinin yüceltileceğini düşündü ama bu gerçekleşmeyince kendisini asarak intihar etti. Xuanzong 44 yıllık saltanatı ile Çin tarihinin en uzun hükmeden hükümdarlarından biri oldu. Onun döneminde Tang altın çağını yaşadı. Türklerden ve Tibetlilerin yağmalarından korunmak için sınırlara profesyonel askerlerden oluşan garnizonlar kurdu. Ticaret güzergahlarını emniyete aldı. Finansal reformlarla ekonomiyi iyileştirdi. Xuanzong, Budizmin maneviyetten yoksun olduğunu düşündü bu nedenle Taoizmi destekledi. Hatta her evde Tao öğretisinin bir nüshasını bulundurmayı zorunlu kıldı.

İmparator Xuanzong

Xuanzong idari olarak da büyük reformlar yaptı. Ölüm cezasını kaldırdı. Köylülerin üzerinde baskı oluşturan bazı kanunları da kaldırdı. Eşit tarla sistemini ıslah etti. Bunlara ek olarak, Xuanzong sanatı destekleyen ve yaratıcı fikirleri teşvik eden kültürlü bir adamdı. Şiir yazmayı çok seviyordu mesela, kocaman bir şair akademisi kurdu. Çin tarihinin en yetenekli şairlerinden Li Po ile Tu Fu ve en meşhur ressamlarından büyük at ressamı Han Gan onun saltanında yaşamış, bazılarını kendi sarayında hizmete almıştır. Dahası onun döneminde matbaa daha da geliştirilmiş, çok daha fazla kitap basımına imkan bulunmuştu bu da okuma yazma oranında önemli bir sıçramayı sağlamıştı. Ayrıca halk kütüphaneleri kurulmuş ve tıp alanında da önemli ilerlemeler katedilmişti. Teknolojik gelişmeler açısından ise ilk saat mekanizmaların ve kendi kendine hareket eden otomatların icat edilmesi örneği verilebilir. Tarımsal aletlerde de önemli teknolojik gelişmeler yaşanmıştır. Xuanzong'un hakkaniyetli yönetimi ve yeni fikirleri teşvik edici yapısı büyük bir refah dönemi getirmişti ancak bu çok uzun sürmeyecekti.

*: Saltanat Yılları

Han Gan

An Lushan İsyanı

Xuanzong iktidarının son dönemlerinde kenara çekilmeye ve devlet işleriyle daha az ilgilenmeye başladı. Bu durum, eşi Leydi Wu Hui Fei'nin devlet yönetiminde otoritesinin artmasına neden oldu. Hu Fei, ailesinin yakın arkadaşı olan Li Linfu'ya devlet kademesinde önemli bir görev verilmesini önerdi. Xuanzong onu başbakan olarak atadı. Xuanzong döneminin başarısında liyakat çok önemli bir yer tutuyordu, lakin onun bu ilkeye aykırı tek ataması çok pahalıya mal oldu. Li Linfu çok hırslı biriydi ve iktidarı ele geçirmek istiyordu. Xuanzong devlet işleri ile pek alakadar olmadığı için bunu anlayamadı. Karısı Hui Fei öldükten sonra, kendisini daha da içe kapatarak ülke yönetiminden el ayağı çekti. Kendi zevkleriyle ilgilenmeye başladı, büyük ihtimal Çin tarihinin en büyük haremini kurmuştu.
Ne var ki bu kadar büyük haremin içinden bir kadına fena halde vuruldu. Oğullarından biriyle evli olan Yang Guifei gözdesi oldu. Beraber imparatorluk sarayına taşındılar. Aşktan deliye dönen imparator görevlerini daha da ihmal etmeye ve Leydi Yang'ın her istediğini yerine getirmeye başlamıştı. Bu istekler zamanla daha büyük taleplere dönüşmüş, Yang sarayı kendi aile üyeleriyle donatmıştı.

An Lushan

Diğer bir taraftan Li Linfu kendi politikalarını uygulamayı sürdürüyor ve bilhassa orduya kendi seçtiği adamları atıyordu. Hem bürokrasi hem de askeriye de liyakat çökmüş, atanılan kişiler zamanlarını mevkilerine borçlu oldukları kişilere yalakalık ve gücün yozlaştırdığı şekilde lüks içinde ve yolsuzluk yaparak geçiriyorlardı. Bu durumdan en çok halk acı çekiyordu. Yarı Türk ve yarı Soğdlu bir general olan An Lushan, tüm bu yaşanılanlardan dolayı Xuanzong'un artık yönetmeye uygun olmadığına delalet getirdi. Harekete geçti ve 180bin kişilik ordusuyla başkente yürüdü. Xuanzong kaçmıştı. An Lushan zorlamadan başkenti aldı ve kendisini imparator ilan etti. Fakat imparatorluğu kabul edilmedi ve ülke büyük bir iç savaşla kırıldı. Öyle ki, 755-763 yılları arasında yaklaşık 36 milyon insanın bu savaş müsebbibi ile can verdiği düşünülüyor. Bu savaş sırasında Xuanzong kaçtıktan sonra, askerleri tarafından isyanın sorumluları kabul edilen Yang ve ailesinin öldürülmesini istediler. Xuanzong bu isteğe direnemedi ve Yang ve ailesini öldürttü. Eşinin ölümünden sonra tahta devam edemedi ve oğlu lehine tahtan feragat etti. En nihayetinde, isyan uzun ve yıkıcı savaşların ardından ve Uygur Türklerinin de desteğiyle 763 yılında İmparator Daizong tarafından bastırıldı. Daizong başarılı bir imparatordu. Ülkeyi belli bir istikrar seviyesine çıkarmıştı fakat ülke savaşlardan dolayı harabeye dönmüş ve otorite bitik haldeydi. Xianzong döneminde toparlanma emareleri gözükse de hanedanlığın çöküşü durdurulamadı.

Haritada An Lushan İsyanı

Tang Hanedanının Yıkılışı

780 yılında Daizong'un ölmesiyle beraber kurulan az miktarda otorite de kaybolmaya yüz tuttu. Bölgesel savaş ağaları güçlerini artırdılar ve otoriteye tanımaz hale geldiler. Bu karışıklık içerisinde Konfüçyusçu alim Han Yu, Budizmi Çin geleneklerine zarar veren yabancı bir gelenek olarak eleştirdi. Bu eleştirilere gittikçe daha fazla kişi katılmış ve ülkede din savaşları ortaya çıkmıştı. Bu dönemin nadir iyi imparatorlarından olan Xianzong, ağaların çoğuna itaat ettirmeye başarsa bile din savaşlarının önüne geçemedi. Durum gittikçe daha kötüleşiyor ve buna binaen vergiler de artırılıyordu. Üstüne üstlük çıkan bir kıtlık, bütün ahaliyi perişan etmiş ve büyük ayaklanmaların çıkmasına sebebiyet vermişti. Bu ayaklanmaların birinde Tang başkenti Chang'an harabeye dönmüştü. Hanedanlığın etkisini kaybetmesiyle beraber bağımsız beylerin de etkisi artmış, tahtta da büyük entrikalar baş göstermeye başlamıştı. Sürekli taht değişiyor ve suikastler düzenleniyordu. Son Tang İmparatoru Ai, babasına suikast düzenleten Qi devleti generali Zhu Quanzhong'a tahtı devretmek zorunda kaldı ve böylece Tang Hanedanı tarihe karıştı ve Çin'de Beş Hanedanlık ve On Krallık Dönemi (907-960) olarak bilinen dönemin başlamasına vesile oldu.

Kaynakça:

Gordon Kerr, Kısa Çin Tarihi, Say Yayınları 2.Baskı, syf. 59-64
René Grousset, Çin Tarihi, Post Yayınevi 1.Baskı, syf. 100-103,119-122,124,152

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Özgürlükten Metalaşmaya

Feminizm, modern çağın en etkili özgürlük hareketlerinden biri olarak tarihe geçti. Kadınların siyasal, hukuki ve ekonomik alanda erkeklerle eşit haklara sahip olmasını sağlama konusundaki katkıları inkâr edilemez. Özellikle bilim dünyasında, kadın bakış açısının sosyal bilimlere taşınması; iktisat, sosyoloji ve uluslararası ilişkiler gibi disiplinlerde egemen anlatıların yeniden değerlendirilmesini sağladı. Güvenlik, emek, değer, güç ve beden gibi kavramlar, bu sayede daha çok yönlü ve insani bir bakış açısıyla ele alınmaya başladı. Ancak zamanla, özellikle de kitleselleşmesiyle birlikte, feminist hareketin entelektüel iç tutarlılığı zayıflamış; tek yönlü varsayımlar ve kolaycı anlatılarla şekillenen bir ideolojik kalıba dönüşmüştür. Bu yazı, feminizmin tarihsel başarılarını reddetmeden; fakat onun eksik bıraktığı, görmezden geldiği ya da çelişkili şekilde konumlandırdığı noktaları sorgulamayı amaçlamaktadır. Feminist kuramın, toplumsal cinsiyet rollerinin sadece kültürel şartlanmalar...

Çin'in Küreselleşmesi ve Sonrası 1 - İleri Atılım

 Çin bilindiği üzere yıllarca komünizm ile yönetilmiş, bugün de dahil adı Çin Komünist Partisi olan tek partili bir rejim tarafından yönetilen bir ülkedir. Fakat parti aynı olsa bile Komünist Çin'in kurucusu olan Mao'nun ölümüyle birlikte, ülkenin çehresi 1978'den bu yana oldukça değişmiştir. Mao iç savaş sürecinde, ülkenin Japon işgaline karşı merkezi hükümetle birlikte işgale karşı direniş göstermiş olsa da merkezi hükümetin işgal sırasında zayıflamasından faydalanmış ve Sovyetlerin de desteğini alarak savaş sonrası 1949 yılında Tayvan dışında ülkeyi komünist bir rejim etrafında birleştirmeyi başarmıştır. Ancak Sovyetlerle birliktelik kalıcı olmamış, Mao müteakiben yeni Sovyet lideri Kruşçev'in emperyalistlere karşı yumuşak tavrından ve Sovyetlerin, Tibet işgalinde Çin'e destek vermemesinden dolayı Sovyetlere olan inancını kaybetmişti. Sovyet modelinden giderek uzaklaşarak kendi kafasındaki komünizmi uygulamaya geçirmeye çalıştı. Çin'in Tayvan üzerinde agresif...