Ana içeriğe atla

Asoka - Çin Şi Huang

Hintliler tarih boyunca hiçbir zaman tam anlamıyla siyasi birliğini sağlayamamış bir millettir. Müslüman Babür İmparatorluğu çok yüksek oranda birliği sağlasa bile güneydeki Hindu Maratha Konfedarasyonuna kaybettiler ve zamanla geri çekildiler. Daha sonra hakimiyetlerini İngilizlere bıraktılar. İngilizlerin Britiş Raj'ında bile kendi içlerinde bağımsız 400 küsur Hint prensliği vardı. Günümüz Hint toplulukları yine ana ekseriyet dini nedenlerden olmak durumuyla 3 devlete bölünmüş durumdadır: Hindistan, Pakistan ve Bangladeş. Maurya İmparatoruluğu MÖ 4.- 2.yy'da yaşamış, siyasi birliği sağlamaya çalışan ilk ve bu konuda en başarılı olan ulustur. Bugünkü yazımızın ana karakterlerinden biri olan Asoka, Maurya İmparatorluğuna altın çağını yaşatan hükümdardır. İlk dönemleri savaş meydanlarında geçen Asoka, büyük zaferler kazanmıştır. Babasından aldığı imparatorluğu, Hint Yarımadasının çoğunluğunu alacak şekilde genişletmeyi başarmıştır. Her büyük fatihin, savaş meydanlarında aldığı zaferden sonra gururla bağırdığını ve zaferini büyük bir sevinçle kutladığını düşünebilirsiniz ve bu konuda haksız da sayılmazsınız ancak tarihte istisnalar görmek mümkündür. Kalinga savaşında 100.000 den fazla insanın öldürülürüldüğü ve onbinlerce insanın sürgüne gönderildiği söylenir. Asoka yaptığı işleri sorgulamaya başladı ve tarihin en büyük karakter değişimlerinden birini geçirdi. Hindistan'a büyük bir barış dönemi getirdi. Budizmin barışçıl tarafına yöneldi. Kendisi gibi toplumun da barışa sahip çıkmasını istiyordu. İmparatorluğunda Budizmin yayılmasına öncülük etti. İnsanların birbirine saygı göstermesi için fermanlar çıkarttı. Asoka uzun yıllar tarihin tozlu sayfalarında unutulmuştu fakat 19.yy'de İngiliz arkeologların kazısı Asoka'nın hikayesini tekrar Hint Yarımadasında bilinir hale getirdi. Kazıda Asoka'nın fermanlarından birine ulaşıldı. Fermanda hiçbir canlı formunun öldürülmemesi ve insanların farklılıklarına ve inançlarına saygı duyulması gerektiği yazıyordu. İnsan hakları bildirgesinden 2000 yıl önce! Asoko'nun bu hikayesi modern Hindistan'a da ilham oluyor. Asoka modern Hindistan'ın kurucusu Gandhi ile ortak özellikler taşıyor ve bu sebeple Hintliler tarafından benimsenmiş durumda. Hint halkı tarafından Büyük Asoka olarak anılıyor.

          Asoka (M.Ö. 273 - M.Ö. 232)

Çin Şi Huang tarihte ilk bütün Çin hanlıklarını tek çatı altında toplayan ve savaşan devletler dönemini bitiren imparator olarak bilinir. Kendine ilklerin imparatoru demiştir. Bu mücadeler sırasında bir milyondan fazla insanı öldürdüğü söylenir. Kendisi sert ve gaddar biri olarak anılır. Mutlakiyetçi bir yapısı vardır. Para, yazı ve uzunluk ölçülerini herkes için geçerli olan bir standartlaşma getirmiştir. Bunu yanı sıra, gücü tek elinde toplamış güçlü bir merkezi devlet ve bürokrasi oluşturmuştur. Kurguladığı sistemde kendisi ve devleti en tepede iken, insanın bir değeri yoktu. Hoşgörülü fikirlere sahip olan Konfüçyüse de savaş açmıştır. Konfüçyüs'ün kitapları toplatılmış ve yakılmıştır. Bu kitapları sakladığı iddia edilen 200 kadar rahip diri diri toprağa gömülmüştür. Kendisi ile aynı fikirde olmayan ve tehdit oluşturduğu hissedilen kişiler de bu rahiplerin akıbetine uğramıştır. Öte yandan Çin Şi Huang, dünyanın en büyük mezarlığı olarak bilinen Çin Seddini yaptırmasıyla da bilinir. Binlerce işçi yapım sırasında ölmüştür. 1975 yılında keşfedilen toprak askerler yine onun döneminde yapılmıştır. Tahta geçtikten sonra kendisi için anıt yaptırtmaya başlayan imparator, 30 yıldan fazla inşası devam etmiştir ve bu süreç zarfı içerisinde 700binden fazla işçi çalıştırıldığı tahmin ediliyor.
(1975'de keşfedilen toprak askerler. Arkeologlara göre keşfedilen alan, toprak askerlerin sadece küçük bir kısmını paylaşıyor.)

Çin Şi Huang'ın diğer bir takıntı ise ölümsüz olmaktı. Bunun için çok sayıda kişiyi görevlendirmiştir. Kendisi için hazırlanan iksirleri içmeye başladı ancak ölüme çare olmadı hatta çok sayıda kimyasal tükettiği için daha erken ölmesine sebep olmuştur. Kendisi fiziken ölümsüz olamasa bile, kendi isminin bugün bile Çin devleti ile anıldığını gözeterek bu konudaki arzusunu başardığını söyleyebiliriz.

       Çin Şi Huang (M.Ö. 259 - M.Ö. 210)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çin Tarihi - 6 ( Tang Hanedanı )

Tang Hanedanı (618-907) Tang Hanedanlığı, Han gibi Çin'in altın dönemlerinden biridir. Tang Hanedanı, Sui'lerin ve İmparator Wen'in bıraktığı miraslar ve kurumlar ışığında Çin tarihinin ikinci büyük emperyal gücü oldu. Tang Hanedanı devraldıkları kurumları daha da geliştirerek zirve noktasına ulaştırdı, Tang döneminde geliştirilen kurumların ve kültürel ilerlemelerin, hala günümüz Çin'inde etkisini gözlemlemek mümkündür. Tang Hanedanı ve Komşu Ülkeler Tang Hanedanlığının Yükselişi Uyguladığı politikalarla ülkeyi ekonomik iflasa sürükleyen Sui Hanedanının 2. İmparatoru Yang'ın suikasta uğramasının akabinde Sui Hanedanlığı parçalanma dönemine girdi. Her vilayette kendi hakimiyetini kurmaya çalışan askeri önderler ortaya çıktı. Bunlardan biri de Tang Dükü Li Yuan'dı. Başarılı bir komutan ve stratejist olan Li Yuan, başkenti ele geçirdi ve Sui Hanedanlığına son verdi. Tang Hanedanlığını kurarak Gaozu adını alarak imparator oldu. 621'de Çin'in doğusunu, 624...

Özgürlükten Metalaşmaya

Feminizm, modern çağın en etkili özgürlük hareketlerinden biri olarak tarihe geçti. Kadınların siyasal, hukuki ve ekonomik alanda erkeklerle eşit haklara sahip olmasını sağlama konusundaki katkıları inkâr edilemez. Özellikle bilim dünyasında, kadın bakış açısının sosyal bilimlere taşınması; iktisat, sosyoloji ve uluslararası ilişkiler gibi disiplinlerde egemen anlatıların yeniden değerlendirilmesini sağladı. Güvenlik, emek, değer, güç ve beden gibi kavramlar, bu sayede daha çok yönlü ve insani bir bakış açısıyla ele alınmaya başladı. Ancak zamanla, özellikle de kitleselleşmesiyle birlikte, feminist hareketin entelektüel iç tutarlılığı zayıflamış; tek yönlü varsayımlar ve kolaycı anlatılarla şekillenen bir ideolojik kalıba dönüşmüştür. Bu yazı, feminizmin tarihsel başarılarını reddetmeden; fakat onun eksik bıraktığı, görmezden geldiği ya da çelişkili şekilde konumlandırdığı noktaları sorgulamayı amaçlamaktadır. Feminist kuramın, toplumsal cinsiyet rollerinin sadece kültürel şartlanmalar...

Çin'in Küreselleşmesi ve Sonrası 1 - İleri Atılım

 Çin bilindiği üzere yıllarca komünizm ile yönetilmiş, bugün de dahil adı Çin Komünist Partisi olan tek partili bir rejim tarafından yönetilen bir ülkedir. Fakat parti aynı olsa bile Komünist Çin'in kurucusu olan Mao'nun ölümüyle birlikte, ülkenin çehresi 1978'den bu yana oldukça değişmiştir. Mao iç savaş sürecinde, ülkenin Japon işgaline karşı merkezi hükümetle birlikte işgale karşı direniş göstermiş olsa da merkezi hükümetin işgal sırasında zayıflamasından faydalanmış ve Sovyetlerin de desteğini alarak savaş sonrası 1949 yılında Tayvan dışında ülkeyi komünist bir rejim etrafında birleştirmeyi başarmıştır. Ancak Sovyetlerle birliktelik kalıcı olmamış, Mao müteakiben yeni Sovyet lideri Kruşçev'in emperyalistlere karşı yumuşak tavrından ve Sovyetlerin, Tibet işgalinde Çin'e destek vermemesinden dolayı Sovyetlere olan inancını kaybetmişti. Sovyet modelinden giderek uzaklaşarak kendi kafasındaki komünizmi uygulamaya geçirmeye çalıştı. Çin'in Tayvan üzerinde agresif...